5 Şubat 2014 Çarşamba

 İÇ İSYANLAR

Sebepleri:
İşgal devletlerinin işgallerini yerleştirmek iste­mesi
Osmanlı yönetiminin Mustafa Kemal ve arka­daşlarını etkisiz duruma getirmek istemesi
TBMM’nin halktan yeni fedakarlıklar istemesi
İtilaf devletlerinin milli mücadeleyi iç karışık­lıklarla yıpratmak istemesi
Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olmasından dolayı asayişsizlik olması
Bazı kuva-yı milliyecilerin tutarsız davranışları
Bazı milli mücadelecilerin tutarsız davranışları
Milli mücadele politikasının bazı çıkar çevrele­rini rahatsız etmesi
Azınlıkların emelleri
Bazı kuva-yı milliyecilerin düzenli ordunun em­rine girmek istemeyişi

 İstanbul Hükümetinin İtilaf Devletlerinin İs­teği Üzerine Düzenlediği İsyanlar:

Ahmet Anzavur İsyanı:
  Sebep:
İngilizlerin, milli mücadelecileri Çanakkale Bo­ğazı çevresine yanaştırmak istemeyişi
İstanbul yönetiminin milli mücadeleden duy­duğu tedirginlik
  Özellikleri:
İsyan Marmara’nın güneyinde Susurluk civa­rında çıkmıştır.
Milli mücadelecilere karşı bölgedeki Çerkezler kışkırtıldı
İsyan TBMM açılmadan önce başladı
Saltanat yanlısı bir isyandır
İsyan önce Çerkez Ethem tarafından bastırıl­dıysa da; Ahmet Anzavur tekrar isyan çıkardı. Bu isyanı ise Ali Fuat Cebesoy 20 Mayıs 1920’de ke­sin olarak bastırdı.
  Kuva-yı İnzibatiye (Halifelik Ordusu) İsyanı:
  Sebepleri:
İngilizlerin, milli mücadelecileri Boğazlar çev­resine yanaştırmak istememesi
İstanbul yönetiminin duyduğu tedirginlikler
  Halifelik ordusu denilen isyancı birliğini Süley-man Şefik İngilizlerin istek ve desteği ile hazır­ladı. Birliğin oluşturulmasında genellikle Enver Paşa’nın ordudan tasfiye ettiği eski subaylar kul­lanıldı.
  Özellikleri:
İsyan Adapazarı civarında başladı
Çerkez Ethem ve Refet Bele tarafından bastırıldı
İsyanın bastırılması sonucunda Kuva-yı İnziba­tiye birliğinin çoğu milli mücadele saflarına geçti
  Açıklama: Ahmet Anzavur ve Kuva-yı İnziba­tiye İsyanlarının başarısız olması İngilizlere; İs­tanbul hükümetinin isyan düzenleme konusunda başarısız olduğunu gösterdi; ki bundan sonra İn­gilizler kendileri isyan düzenlettirmeye başladılar.
  NOT:28 Nisan 1920’de Anadolu’da padişah adına asayiş sağlamak için Anadolu Fevkalade Müfettişliği kuruldu.

  İstanbul Yönetimi ile İşgalcilerin Düzenlettir­diği İsyanlar:
  Bozkır- Zeynelabidin İsyanı (27 Eylül-4 Ekim 1919) :
  Özellikleri:
Milli mücadeleye karşı çıkan ilk isyandır
Padişah taraftarı bir isyandır
Konya havalisinde çıkmıştır.

  Bolu-Düzce Ayaklanması:
  Özellikleri:
12 Nisan 1920’de başladı
Çerkez Ethem tarafından bastırıldı

Çapanoğulları İsyanı (15 Mayıs-27 Ağustos 1920):
 Özellikleri:
Yozgat, Çorum ve Tokat havalisinde etkili oldu
Bölgedeki Aleviler de kullanılmak istendi
Çerkez Ethem tarafından bastırıldı

  Delibaş Mehmet-Konya İsyanı (2 Ekim-15 Ka­sım 1920):
  Özellikleri:
Halifelik taraftarı bir isyandır
Konya ve Isparta’da etkili oldu
İsyanın çıkarılmasında İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar etkili oldu
Milli kuvvetler karşısında tutunamayan Delibaş Mehmet önce Fransızlar sonra Yunanlılara sığın­mıştır.

 Cemil Çeto İsyanı (17 Haziran 1920):
  Özellikleri:
 
Milli Aşireti İsyanı (8 Haziran 1920):
  Özellikleri:
Fransızlardan destek almıştır

  Koçgiri İsyanı :
  Özellikleri:
Kemah ve Divriği’de etkili oldu
Bu isyanı II. İnönü Savaşı döneminde kurulmuş olan merkez ordusu bastırdı

 Ali Batı İsyanı (11 Mayıs-18 Ağustos 1919):
  Özelikleri:
Diyarbakır’da etkili oldu
Ali Batı çatışma esnasında öldürüldü
 
Çopur Musa İsyanı:
  Özellikleri:
İsyan Afyon’da çıktı
İsyanın çıkmasında Yunanlıların kışkırtmaları da etkili oldu
İsyan Refet Bele tarafından bastırıldı
 
Kuva-yı Milliyecilerin Çıkardığı İsyanlar:
  Demirci Mehmet Efe İsyanı:
Özellikleri:
Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler vermiş olan Mehmet Efe, düzenli ordu kurulurken ilk günlerde düzenli ordunun emrine girmek istemedi
Demirci Mehmet Efe ikna edildi ve efeleriyle birlikte düzenli ordunun emrine alındı.

  Çerkez Ethem İsyanı:
  Özellikleri:
Yunanlılar karşı başarılı mücadeleler veren ve isyanların bastırılmasında büyük katkıları olan Çerkez Ethem düzenli ordunun emrine girmeyerek isyan etmiştir.
Çerkez Ethem düzenli orduya karşı girdiği müca­delede başarılı olamayınca; 5 Ocak 1921’de Yu­nanlılara sığınmış; Çerkez Ethem’e bağlı birlikler ise 20 Ocak 1921’de düzenli ordunun emrine gir­miştir.

 Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar:
  Sebepleri:
Osmanlı’dan toprak koparma düşüncesi
Emellerinin olduğu bölgelerde çoğunluk olma düşüncesi ile, Türk milletini yıldırarak, bölgeden kaçırma
İşlerini kolaylaştırma düşüncesi ile işgallere zemin hazırlama
İşgal devletlerinin kışkırtmaları
  Ermeni isyanları Gümrü ve Ankara Antlaşmaları ile bitirilirken; Karadeniz’deki Rum isyanları Şubat 1923’e kadar devam etti.
 

TBMM’nin İsyanlara Karşı Aldığı Önlemler:

İstanbul ile ilişkiler kesildi
İstanbul hükümetinin icraatları yok sayıldı
İstanbul’un halkı milli mücadelecilere karşı kış­kırtmak için yayınladığı fetvalara karşı; Ankara müftüsü Rıfat Börekçi fetva yayınladı
Damat Ferit Paşa vatan haini kabul edildi
29 Nisan 1920’ Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıka­rıldı
18 Eylül 1920’de İstiklal Mahkemeleri kuruldu
İsyanlara karşı Kuva-yı Milliye, merkez ordusu ve düzenli ordu kullanıldı
 
İsyanların Sonuçları:

Anadolu daha fazla işgal altında kaldı
Milli mücadelenin başarıya ulaşması gecikti
Yunanlılar Anadolu’da daha fazla ilerledi
Kardeş kanı akıtıldı
Anadolu birliği zedelendi
Ekonomik zayiatlar oldu
İsyanları bastıran TBMM’nin otoritesi arttı

  Açıklamalar:
İsyanları kışkırtanlar ve çıkaranlar kutsal değerleri kullandılar
Padişah bağlılık milli mücadeleyi halka kötü gös­terdi
Asker kaçaklarının bir kısmı isyanların insan gücünü oluşturdu
Yunan ordusu dahi bazı dönemlerde halifelik ordusu olarak tanıtıldı
İsyanların bastırılmasında TBMM’nin güçler birliği ilkesi etkili oldu
TBMM’ye karşı çıkarılan isyanlarda İstanbul yönetimi Milli Egemenliği; İşgalciler Milli Bağım­sızlığı hedef almıştır.
Milli Aşireti TBMM açılana kadar milli mücadele taraftarıydı
Mayıs 1919’da başlayan isyanlar 1921 yılı sonla­rına kadar devam etti.                 

SEVR  ANTLAŞMASI 

(10 AĞUSTOS 1920)

 

Antlaşmanın Osmanlı ile Geç İmzalanmasının Sebepleri:
1.                  Mondros Mütarekesinin kalıcı hükümler içermesi.
2.                  Osmanlı’yı paylaşmak isteyen devletlerin çıkar çatışmasına girmesi
3.                  İşgalcilerin iç isyanlar ve Yunan işgalinin sonu­cunu beklemesi
4.                  Kurtuluş Savaşının başlamış olması        
5.                  Yunanlıların İzmir’i işgal etmesinin paylaşım planlarını değiştirmesi
ð                  Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma Paris Kon­feransında İtilaf devletlerinin çıkar çatışmasından dolayı hazırlanamamıştı. Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşmanın taslağı 24 Nisan 1920’de İtalya’nın San Remo kentinde hazırlandı. San Remo’daki konferansa Tevfik Paşa da gözlemci olarak katılmıştı.
ð                  İtilaf devletlerine göre Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma Türk halkını kısmen rahatlatır ve Mustafa Kemal’den koparırdı.
ð                  Yunan güçleri 22 Haziran 1920’de, imzalanacak olan antlaşmanın kabulüne zemin hazırlamak için, Milne Hattını aşarak; Bursa-Uşak çizgisinde hare-kete geçti. Yunanlılar 20 Temmuz 1920’de Doğu Trakya’yı işgal ettiler. (3 Kasım 1919’da İngilizler tarafından Yunanlıların güvenliğinin sağlanması ve Yunan işgalinin yerleşmesi için, İzmir, Aydın, Ma­nisa’nın bir kısmı, Soma ve Ayvalık’ın bir kısmını Yunan işgali altında bırakacak şekilde  çizilen ve Yunanlıların ve kuva-yı milliyenin karşılıklı olarak geçmesi yasaklanan hatta Milne Hattı denilir.)
ð                  Bu gelişmeler üzerine saltanat şurası meseleyi görüşmek üzere 22 Temmuz 1920’de toplandı. Yapılan şurada Rıza Paşa hariç tüm üyeler Sevr Ant­laşmasının imzalanması yönünde kararını bildirdi. Saltanat şurasının Sevr Antlaşmasını imzalamak istemesinde Bursa ve Doğu Trakya’nın işgal edil­mesi etkili oldu.
ð                  Antlaşmanın maddelerini hafifletmek için Damat Ferit Paşa Fransa’daki Sevr kasabasına gittiyse de etkili olamadı.
ð                  Sevr Antlaşmasını imzalamak için Rıza Tevfik, Reşat Halis ve Hadi Paşa’dan oluşan grup Fransa’ya gönderildi.
ð                  İşgalci devletler Sevr Antlaşmasının imzalanması ile Şark Meselesinin hallolacağına inanıyordu.
ð                  TBMM Sevr Antlaşmasını tanımadığı gibi; 19 Ağustos 1920’de aldığı kararla antlaşmayı imzala­yanları vatan haini kabul etti. Türk milletinin bu antlaşmaya cevabı ise kurtuluş savaşı oldu. Halk bu durum karşısında milli mücadelenin gereğini daha iyi anladı.
ð                  Padişah Sevr Antlaşmasının imzalanmasını kabul etmekle hukuka ve milli iradeye aykırı davranmış­tır. Çünkü; Kanun-ı Esasiye göre bir antlaşmanın imzalanabilmesi için Meclis-i Mebusanın onayının alınması gerekir. Sevr Antlaşması bu yönüyle hu­kuka aykırı olduğu gibi; Meclis-i Mebusanın aldığı Misak-ı Milliye kararları ile çeliştiği için milli ira­deye de aykırıdır. Türklerin çoğunlukta olduğu Anadolu’yu böldüğü için evrensel beyannamelere de aykırıdır. (Fransız İhtilalinin yaydığı fikirler ve Wilson Prensipleri)
 
433 Maddeden Oluşan Sevr Antlaşmasının İçeriği:
1-Osmanlı ülkesi; Giresun, Ordu, Samsun, Tokat, Çorum, Amasya, Sinop, Kastamonu, Çankırı, An­kara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik, İstanbul ve Kayseri’nin doğusu ile sınırlı kalıyordu.
2- Boğazlar her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacak, Türklerin hiç bir etkisinin bulunma­dığı, kendine has polis gücü, bütçesi ve bayrağı olan bir komisyon tarafından yönetilecek. (İlk defa Boğazların yönetimi için komisyon kurulması ka­rarı verilmiştir. Bu madde İstanbul’u güvenliksiz hale getirmiştir.)
3-Midye-Büyük Çekmece hattının batısı ve İzmir dahil Batı Anadolu Yunanistan’a verilecek
4-Doğu Anadolu’da sınırları Wilson tarafından çizilecek ve Karadeniz ile Ak Deniz’e çıkışı olan bir Ermeni devleti kurulacaktır.
5-Doğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurulacaktır.
6-Antalya ve Konya havalisi İç Batı Anadolu’nun içlerine kadar İtalyanlara verilecektir.
7-Mardin, Urfa, Antep, Adana, Malatya ve Sivas dolaylarını birleştiren bölge ve Suriye Fransa’ya verilecektir.
8-Hicaz hariç olmak üzere Arabistan ve Musul İngiltere’ye verilecektir.
9-Rodos ve On İki Ada İtalya’ya; Ege Adaları Yu­nanistan’a verilecektir.
10- Brest Litovsk Antlaşması tanınmayacaktır.
11-Osmanlı ordusunun mevcudu 50700’ü geçme­yecek; askerlik mecburi olmaktan çıkarılacak, deniz gücü 13 ufak gemiyi geçmeyecek, orduda tank, ağır makineli tüfek, top ve uçak bulunmayacaktır.
12-Osmanlı maliyesini işgalcilerin oluşturacağı bir komisyon düzenleyecektir.
13-Kapitülasyonlar genişletilerek bütün devletlere verilecektir.
14-Azınlık hakları artırılacak; azınlık haklarının garantisi için bir komisyon kurulacaktır.
15-Osmanlı savaş tazminatı ödeyecektir.
 Antlaşmanın Önemi:
Osmanlı Devleti sömürge durumuna getirildi
İşgalciler şark meselesini hallettiklerine inandı
Halkın direnme gücü kamçılandı
Türk milleti İstanbul yönetimine ve İngilizlerle güvenilemeyeceğini bir defa daha anladı.
Azınlıklar emellerine ulaştığını zannetti.
 
Açıklamalar:
Osmanlı yönetimine göre Sevr Antlaşması tama­men yok olmaktan daha iyiydi

Bu antlaşma Ayastefanos Antlaşması gibi geçersiz ve uygulanmayan bir antlaşmadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder