24 Aralık 2013 Salı

CEPHELER


 DOĞU CEPHESİ:
 
Ermeni Sorunu:
Ø                  Ermeniler Osmanlı ülkesinde rahat bir şekilde yaşıyordu. Osmanlı Devletinde bakanlık ve yargıç­lık yapan Ermeniler dahi vardı. Van, Bitlis, Diyar­bakır, Tokat ve İstanbul yoğun olarak yerleştikleri yerlerdi. Osmanlı ülkesinin her yerine istedikleri gibi yayılmışlardı.
Ø                  Fatih zamanında İstanbul’da Ermeni patrikhanesi kurulmuştur (dini liderlerine katolikos denilir.). Tanzimat döneminde Fransızlar Katoliklerin; İngi-lizler Protestanların koruyuculuğunu yaparken; Ruslar da Ortodoksların ve Ermenilerin koruyucu­luğunu yapıyordu.
Ø                  Osmanlı, Ermenilere, devlete bağlılıklarından dolayı millet-i sadıka diyordu. XIX. yüzyılda bir çok ayaklanma olurken; Ermeniler bu ayaklanma­lardan pek etkilenmemiştir. Doğu Anadolu’da karı­şıklıklar çıkararak, bu bölgeden güneye inmeyi planlayan Rusya, Ayastefanos Antlaşmasından iti-baren Ermeni meselesini gündeme getirmiştir. Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurdurarak Rusya’nın güneye inmesin önlemek isteyen İngil­tere ise Berlin Konferansında Ermeni meselesini gündeme getirdi. Böylece Ermeni meselesi İngiltere ile Rusya’nın meselesi olarak ortaya çıktı.
Ø                  Rusya ve İngiltere’nin kışkırtmaları sonucunda XIX. yüzyılın sonlarında Ermeniler arasında da milliyetçilik çalışmaları görülmeye başladı. Erme-niler teşkilatlanmak için Hınçak(1887) ve Taşnaksütyun(1890) cemiyetlerini kurdular.
Ø                  Osmanlı ülkesinde en son isyan eden azınlık olan ve hiç bir bölgede yeterli çoğunluğu olmayan Er­menilerin, Osmanlı ülkesinde isyanlar çıkararak ba-şarıya ulaşmaları mümkün değildi.
Ø                  Ermeniler XX. yüzyılın başlarında Osmanlı Ban­kasını bastılar, 1904’de Sason isyanını; 1914’de Zeytun İsyanını çıkardılar.  II. Abdülhamit’e suikast düzenlediler.
§                    Dünya Savaşı esnasında Ruslar tarafından kul­lanılan Ermeniler yıllarca birlikte yaşadıkları Türklere saldırmaktan çekinmediler. Osmanlı Dev­leti Doğu Anadolu’da Türklerle Ermeniler arasında olayların çıkmaması için Ermenileri 14 Mayıs 1915’de çıkardığı tehcir kanunu ile Suriye bölge­sine göç ettirdi.
Ø                  Brest Litovsk Antlaşması ile Rusya I. Dünya Sa­vaşından çekilince; İngilizler Batum petrol bölge­sinde etkili olabilmek  ve Osmanlı ile Rusya ara­sında tampon bölge oluşturmak için Gümrü civa­rında Ermenilere devlet kurdurdu. (28 Mayıs 1918)
Ø                  Paris Konferansında, Doğu Anadolu’da, Ermeni devletinin kurulması kabul edildi. Mondros Müta­rekesinin İngilizce metninde Doğu illerine Ermeni vilayetleri denmesi de İngilizlerin Ermenilerle ilgili düşüncesini, daha Paris Konferansından önce ortaya koyuyordu.
Ø                  17 Ocak 1919’da Kağızman, Iğdır, Şavşat, Nah-civan ve Ordubat bölgelerini içine alan Cenubigarbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi adında bir Türk hükümeti oluştu. Bu hükümete 12 Nisan 1919’da İngilizler son vererek bölgede Ermenileri güçlendirmeye çalıştılar.
Ø                  Rus Çarlığı’nın çöküşü sonucu kurulan Gürcistan ise Ardahan, Artvin ve Batum’a yerleşmiştir.
Ø                  Doğu Anadolu’da kurulacak olan Ermeni devleti­nin mandaterliği Paris Konferansı esnasında ABD’ye verilmiştir. ABD Ermeni mandaterliğinden Aralık 1919’da oluşturulan Harbord Raporu sonu­cunda vazgeçmiştir. Bu rapor Ermenilerin Doğu Anadolu’da azınlıkta olduğunu, Türklerin mücade­leye hazır olduğunu ve ABD için Doğu Anadolu’ya yönelik olarak alınacak bir mandaterliğin zararlı olacağı belirtiyordu.
Ø                  Doğu Anadolu’daki Ermeni olaylarından dolayı Kazım Karabekir komutanı olduğu XV. kolorduyu dağıtmamıştı. Bu kolordunun varlığı Ermeniler için kısmen de olsa caydırıcı bir unsurdu. Bölge Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyetinin çalışmaları sonucu örgütlenmişti.
Ø                  9 Haziran 1920’de Kazım Karabekir’in, TBMM tarafından, doğu cephesi komutanlığına atanması sonucunda devletin ilk cephesi oluşmuş oldu.
Ø                  28 Ekim 1920’de harekete geçen Türk ordusu karşısında tutunamayacağını anlayan Ermeniler barış isteyince, 3 Aralık 1920’de Kazım Karabekir TBMM adına Ermenilerle Gümrü Antlaşmasını imzaladı. NOT: 5 Aralık 1920’de Ermenistan Sov­yet Rusya yönetimine girdiği için Gümrü Antlaş­ması Ermeni meclisinden geçememiştir. 
                   
GÜMRÜ  ANTLAŞMASI
(3 ARALIK  1920)
Ermeniler Kars, Gümrü ve Sarıkamış’ı terk ede­cek
Aras Nehri ile Çıldır Gölü arası Türk-Ermeni sınırı olacak
Ermeniler TBMM aleyhine olan antlaşmaları tanımayacaktır.
  Ermeniler Kars civarından çekilince; Türkiye Devleti Gürcüler ile sınır komşusu oldu. Arda­han’ın bir kısmı, Artvin ve Batum Gürcülerin elin­deydi. TBMM’nin verdiği ültimatom sonucunda 23 Şubat 1921’de Gürcüler Artvin, Ardahan ve Batum’u terk etti.
 
Gümrü Antlaşmasının Önemi:
Mondros Mütarekesi ile belirlenen sınırlar ilk defa aşılmıştır.
TBMM’nin ilk askeri ve siyasi başarısı görüldü
Ermenistan TBMM’yi antlaşma imzalayarak tanı­yan ilk devlet oldu
Misak-ı Milli yönünde ilk adım atıldı
Sevr Antlaşmasına ilk darbe vuruldu
Doğu sınırının belirlenmesi yönünde ilk adım atıldı
Doğudaki güçleri batıya kaydırma imkanı oluştu
                  

GÜNEY  CEPHESİ     

1.                  Mondros Mütarekesinden sonra İngilizler 9 Kasım !918’de İskenderun’u, 17 Aralık 1918’de Antep’i, 22 Şubat 1919’da Maraş’ı ve 24 Mart 1919’da Urfa’yı işgal ettiler.
2.                  Fransızlar ise Mersin, Adana, Hatay ve Osma­niye’yi işgal ettiler.
3.                  İngilizler petrol bölgelerine karşılık Maraş (30 Ekim 1919), Urfa (30 Ekim 1919) ve Antep’i (5 Kasım 1919) Fransızlara devrettiler.
4.                  Fransızlar Suriye ve Mısır’dan getirdikleri Erme­nilere intikam alayları kurdurarak, Ermenileri böl­gedeki Türklere karşı kullandılar. Ermeniler Çuku­rova’da devlet kurmak istediklerinden dolayı Türklere karşı saldırıya geçtiler.
5.                  Batı Anadolu’da düşmana karşı seçilmiş gerilla güçleri savaş verirken; güney cephesinde kadın, çocuk, ihtiyar olmak üzere halk düşmana karşı top-yekün bir mücadeleye girmiştir. 
6.                  Sivas Kongresinde, güney cephesinin, gönderile­cek subaylarca düzenlenip halkın düşmana karşı harekete geçirilmesi planlanmıştır.
7.                  Güney cephesinde Fransızlara karşı ilk kurşunu Dörtyol’un Karakese Köyü’nde 19 Aralık 1918’de Mehmet Kara atmıştır.
8.                  Fransızlar ile Türk halkı arasında ilk ciddi çarpış­malar Sütçü İmam’ın harekete geçmesi ile Maraş’ta başlamıştır. Maraş halkı Fransızları 10 Şubat 1920’de Maraş’tan atmayı başardı.
9.                  11 Nisan 1920’de ise Urfa halkı Fransızları mem­leketlerinden atmayı başardı.
10.               Şahin Bey mücadelesi ile ünlenen Antep ise bütün gayretlerine rağmen Fransızlara teslim olmak zo­runda kaldı.
11.               TBMM daha sonradan Maraş’a kahraman; Urfa’ya şanlı; Antep’e ise gazi unvanını vermiştir.
12.               Adana’da ise mücadeleler 20 Ekim 1921’de im­zalanan Ankara Antlaşmasına kadar devam etti.
13.               NOT: 5 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal’in de katıldığı Pozantı Kongresi düzenlenmiştir.
14.               Açıklama: Güney cephesi Ankara Antlaşması ile kapanmış ve Adana ile Antep savaş yapılmadan Fransızlardan geri alınmıştır.

                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder