30 Mart 2014 Pazar

XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI

 
Genel Özellikleri:
1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak
2-Dağılmayı durdurmak
3-Avrupa Devletlerinin, azınlıkların haklarını bahane ederek Osmanlı’nın içişlerine karışmalarını önlemeli
4-İmparatorluğun birliğini devam ettirmek
5-Rusya’ya karşı Avrupa devletlerinin desteğini sağla­mak için ıslahatlar yapıldı.
6-Bu dönemde bozulmanın sebebinin sadece askeriyede olmadığı görüldü.
7-II. Mahmut askeri alandaki ıslahatlara; idari alandaki ıslahatları da ekledi.
8-Tanzimat döneminde en fazla hukuki alanda ıslahat yapıldı.

Islahatların Başarıya Ulaşmamasının Sebepleri
1-Merkezi otoritenin zayıflamış olması
2-Fransız İhtilali sonucu çıkan ayaklanmalar
3-Ekonomik yönden Osmanlı’nın Avrupalıların sömür­gesi durumuna gelmiş olması.
4-Rusya’nın emellerine kavuşması için Osmanlı’yı sü­rekli baskı altından tutması.
5-Kültür çatışmalarının olması.



A-II.MAHMUT DÖNEMİ YENİLİKLERİ


1-ALEMDAR MUSTAFA OLAYI(1908)
Ò                 III. Selim’i Kabakçı Mustafa Paşa tahtından indirmişti. Nizam-ı   Cedit ıslahatlarını engelleyen Kabakçı, IV. Mus­tafa’yı da tahta geçirmişti. Rusçuk Ayanı Alemdar Mus­tafa Paşa ise Kabakçı taraftarlarını ortadan kaldırdı. III. Selim’i tahta çıkarmayı amaçlayan Alemdar; III. Selim öldürülüp yerine IV. Mustafa geçirildiğinden dolayı, II. Mahmut’u tahta çıkardı.
Ò                 Alemdar sadrazam olunca Nizam-ı Cedidin yerine Sekban-ı Cedidi kurdu. Yeniçeri isyanı sonucu Sekban-ı Cedit ortadan kaldırıldığı gibi Alemdar Mustafa Paşa da öldürüldü.

2-SENED-İ İTTİFAK (1808):
Sened-i ittifak Alemdar Mustafa  tarafından hazırlanıp; II. Mahmut ve ayanlara kabul ettirilen bir sözleşmedir. II. Mahmut ayanları kontrol altına almayı amaçlamıştır (Ayanlar merkezi otoritenin zayıflığından istifade ederek derebeyi gibi hareket etmeye başlamıştı).

Ayanlar;
1-Padişaha bağlı kalacaklarına
2-Yapılacak ıslahatları kendi bölgelerinde uygulayacakla­rına
3-Halka adil davranacaklarına
4-Alemdar’ı padişahın mutlak temsilcisi olarak kabul edeceklerine söz verdiler.
II. Mahmut ise ayanların varlığını kabul etti.

Sened-i İttifakın Tahlili :
1-Ayanların ıslahatları desteklemesi, ıslahatları hızlan­dırdı.
2-Ayanlara dahi söz geçirilemeyeceği anlaşıldı.
3-İlk defa padişah yetkileri sınırlandı.
4-Padişahın yetkilerini sınırlaması yönü ile Magna Car­ta’ya benzer.
5-Miri arazi üzerinde ayanlara mülkiyet verilmesi halkın tepkisine yol açtı.
6-Balkan halkı ayanların baskısından kurtulabilmek için, azınlık halkların isyanına yardım etmiştir.
7-Devlet otoritesini sarsmışlardır.
NOT: Ayanların varlığının tanınması devlet yönetimine ters düşer.

3-İDARİ ISLAHATLAR
1-Divan teşkilatı kaldırıldı. Nazırlıklar (bakanlıklar) ku­ruldu.
2-Sadrazamlık, başvekalete çevrildi.
3-Dirlik rejimi kaldırılarak devlet memurlarına maaş bağlandı.
4-Memurlar dahili ve harici olarak ayrıldılar. Memurlara rütbe ve nişan verilmeye başlandı.
5-Müsadere kaldırılarak, özel mülkiyet tanındı.
6-Taşra teşkilatı eyalet, liva ve kazalar olarak yeniden düzenlendi. İller merkeze bağlandı. Köy ve mahallelere muhtarlar atandı.
7-Askeri ve vergi amaçlı olarak ilk defa erkek nüfus sa­yıldı.
  8-Askeri Şura kuruldu (Dar-ı Şura-yı Askeri).
9-Adli işleri düzenlemek için Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye kuruldu.
10-Posta teşkilatı kuruldu.
11-Polis teşkilatının temelleri atıldı.
12-Karantina teşkilatı kuruldu.
13-Şeyhülislam ve Sadrazamın  yetkileri bakanlıklar ara­sında paylaştırıldı.
14-Milli orduya geçiş başladı (Yeniçeri ocağının kaldı­rılma­sıyla; ..1826..Vak’a-yı Hayriye
15-Dar-ı Şura-yı Babıali (Hükümet İşleri) kuruldu.
16-Pasaport mecburiyeti getirildi.
17-Sivil ve askeri yönetim birbirinden ayrıldı.
18-Sadrazam ve Şeyhülislamın gücünü azalttı.

4-KÜLTÜREL YENİLİKLER
1-Medreselerin yanı sıra, Rüştiye adı verilen orta dere­celi okullar açıldı. Mekteb-i Ulum-i Edebiye, Mekteb-i Maa­rif-i Adliye,Mekteb-i  Harbiye , Mekteb-i Adliye, Mekteb-i Tıbbiye, Mızıka-i Hümayun bu dönemde açıldı. Batı tarzı okulların yanında medreseler devam ettiği için eğitimde ikilik başladı.
2-İlköğretim mecburi hale getirildi.
3-Avrupa’ya ilk öğrenci gönderildi.
4-Avrupa  tarz müzik serbest bırakıldı.
5-Takvim-i Vekayi adıyla ilk resmi gazete çıkarılmıştır.
6-Padişah resmi devlet dairelerine asıldı.
7-Memurlara fes ve pantolon giyme mecburiyeti geti­rildi.
8-Rumeli’ye seyahate çıktı.
9-Kız rüştiyeleri açıldı.
NOT: İlk defa bu dönemde kılık kıyafete değinilmiştir.

EKONOMİK YENİLİKLER
1-Yerli malı teşvik edildi (Avrupa mallarının Osmanlı pazarına hâkim olmaması için).
2-Çuha fabrikası kuruldu.
3-Müslüman Tüccarlara gümrük kolaylığı tanındı.
4-Yeni yollar açıldı.
5-Özel teşebbüsler desteklendi.
6-İngilizler ile Balta Limanı Antlaşması imzalandı (1838).
7-Türkiye’ye ilk buharlı gemi getirildi.
NOT: Ekonomik alanda pek başarılı olamadı.
8-Asakir-i Mansure hazinesi kuruldu.
9-Maliye nezareti kuruldu.


NOT: Hukuk devleti yolunda ilk adımlar atıldı.

XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU


Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini, tanıtmaya kadirdir.
Türk vatanının bir karış toprağı için bu millet
bir vücut olarak ayağa kalkar.

M. Kemal ATATÜRK


XX.YÜZYIL’DA OSMANLI DEVLETİ

  II. MEŞRUTİYET (23 Temmuz 1908)



İlan sebebi:
ð                  1908 Reval görüşmeleri ve dış baskılar
ð                  İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Selanik’i kaybetme  korkusu,
ð                  Makedonya’daki   subayların idareye karşı olan  güvensizlikleri sonucu çıkan ayaklanmalar

*İttihat ve Terakki Cemiyetine mensup subaylar Makedonya’da isyan ederek “hürriyet”in ilan edilmesini istediler. Selanik başta olmak üzere Makedonya’daki birkaç şehirde “hürriyet” ilan edildi. Bu baskılar karşısında II. Abdülhamit Anayasayı yürürlüğe koydu.



*Yürürlüğe konulan Anayasada şu değişiklikler yapıldı:
—Padişahın sürgün yetkisi ile meclisi açma-kapama  
   yetkisi kaldırıldı.
—Hükümet, Meclise karşı sorumlu tutuldu.
—Antlaşmaların yürürlüğe girebilmesi için Meclisin  onaylaması şartı getirildi.
—Hükümet üyelerini seçme yetkisi Sadrazama verildi.
—Bireylere dernek kurma hakkı verildi.
—Sansür kaldırıldı.

31 MART VAKASI (13   Nisan 1909)

  
*Hürriyeti korumak üzere İstanbul'a  getirilen askerler, bir süre sonra “şeriat isteriz” diyerek ayaklandılar. Halktan destek alan  bu isyancıları, Selanik’ten getirilen “Hareket Ordusu” dağıttı. İsyan bastırıldı. Rejim için  ve dolayısıyla rejimi savunan İttihat ve Terakki Cemiyeti için önemli bir tehlike oluşturan bu irticai faaliyet önlenmiş oldu.
İsyanın bastırılmasından sonra II. Abdülhamit  tahttan indirildi. Yerine V. Mehmet Reşat tahta çıkarıldı.

II.MEŞRUTİYET DEVRİ ISLAHATLARI

-                     Kanuni Esasi yürürlüğe konularak halkın yönetime katılması sağlandı.
-                     Siyasi partiler kuruldu.
-                     Kızlar için Darülfünun (üniversite)kuruldu.
-                     İslam eserleri müzesi kuruldu.
-                     Türkçülük ve Türkçecilik ile milli edebiyat akımı gelişti.
-                     1913 yılında Kiliseler Kanunu çıkarıldı.
-                     Aile Hukuku kararnamesi yayınlandı. (ancak bir süre sonra yürürlükten kaldırıldı.)
-                     Ticarette önemli bir yeri olan Loncalar 1912 yılında kaldırıldı. Bunların yerini 1860 yılından beri faaliyet gösteren şirketler aldı.
-                     Sanayi alanında (çini,cam,deri, pamuk, halı, kumaş ve kağıt) fabrikalar kuruldu.

-                     OSMANLI- ALMAN YAKINLAŞMASININ SEBEPLERİ:
-                                     Berlin Antlaşmasında İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti aleyhinde tutum sergilemeleri  ve topraklarını işgal etmeleri, bu devletlere güvenilmeyeceğini gösteriyordu. Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devletine yakınlık gösteren Almanya, İngiltere, Fransa ve Rusya karşısında dostumuz olmaya başladı. Almanya da Ortadoğu’ya uzanabilmek için  Osmanlı Devletine yardım eder gözüküyordu. Osmanlı  Devletindeki İngiliz, Fransız uzmanların yerini Alman uzmanlar almaya başladı. Osmanlı-Alman yakınlaşması İngiltere'yi telaşlandırdı. Osmanlı Devletini korumaya yönelik geleneksel politikasını değiştiren İngiltere 1908 Reval görüşmeleri ile Rusları Balkanlar ve Boğazlar üzerinde serbest bıraktı.

TRABLUSGARP SAVAŞI(1911-1912)




İtalya’nın  Trablusgarp’ı işgalinin Nedenleri:

Ò                 İtalya’nın siyasi birliğini geç kurması, Hammadde ve pazar ihtiyacı

Açıklama: Birliğini geç tamamlayan İtalya sömürgecilik yarışında geç kalmıştır. 1896’da Habeşistan’a saldırdıysa da; bu saldırısı başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Ò                 Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması
Ò                 Osmanlı Devleti’nin burayı savunacak gücünün olmaması

Açıklama: Osmanlı Devleti Trablusgarp’a karadan yardım edemezdi; çünkü Mısır İtalya’nın Trablusgarp’ı işgalini onaylayan İngiltere’nin elindeydi. Donanmasının güçsüzlüğünden dolayı da Osmanlı Trablusgarp’a denizden yardım edemezdi. 

Ò                 İtalya’nın işgal için Avrupa devletlerinin onayını alması

Açıklama: 1900’de Fransa, Fas’ı almasına yardımcı olduğu takdirde Trablusgarp’ı İtalya’nın işgal etmesine razı olabileceğini açıkladı. 1902’de ise Avusturya Bosna-Hersek üzerindeki emellerini İtalya’ya kabul ettirdiği için; İtalya’nın Trablus-garp’a yönelik olan emellerini kabul etti. Fransa’nın işgali altındaki Tunus ile kendi işgali altındaki Mısır arasında Trablusgarp’ı tampon bölge olarak gören ve İtalya’yı bloklaşmada yanında tutmak isteyen İngiltere de İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik emellerini olumlu karşıladı. İtalya’nın Rusya’nın Boğazlara yönelik olan planlarını desteklediğinden dolayı Rusya da İtalya’nın emellerini uygun gördü. Almanya ise oluşan bloklaşma hareketinde İtalya’yı kaybetmek istemediğinden dolayı İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik olan emellerini kabul etti.

Ò                 Bu bölgenin uygarlıkta geri bırakıldığı ve İtalyanlara kötün davranıldığı iddiası
Ò                 İtalya’nın Habeşistan’daki başarısızlığını telafi etmek istemesi
Ò                 İtalyan hükümetinin halkı karşısında itibar artırmak istemesi



Trablusgarp’ın İşgali:
                Büyük devletlerle gizli görüşmeler yaparak Trablusgarp’ı ele geçirme serbestliği elde eden İtalya haklı bir gerekçe göstermeden 28 Eylül 1911’de Trablusgarp üzerine harekete geçti. Osmanlı bölgeyi savunabilecek durumda olmadığından dolayı bir grup vatan sever subay(M. Kemal, Enver Paşa, Nuri Conker, Ali Çetinkaya, Fethi Okyar), halkı teşkilatlandırmak için Trablusgarp’a gitti. Bölgeye giden subaylardan Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’u teşkilatlandırırken, Enver Paşa Bingazi’yi teşkilatlandırdı. Teşkilatlanmış olan asker ve halk karşısında İtalyanlar başarısız duruma düştüler. İtalya Trablus-garp’ta başarılı olamayacağını anlayınca; Osmanlı’yı barışa zorlamak için On İki Ada’yı işgal etmiştir. 8 Ekim 1912’de Balkan Devletleri Osmanlı’ya saldırınca, Osmanlı İtalya ile Uşi Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı.  

UŞİ (QUCHY) ANTLAŞMASI (18 Ekim 1912)

ð                  Trablusgarp İtalyanlara verilecek.
ð                  On İki Ada (Harki, Rodos, Tilos, Leros, İstanköy, Kerpe, Kaşot, Patmos, Nisyros, Sömbeki, Astropalya ve Kalimnos) Yunan  işgali  ihtimaline binaen, geçici olarak, İtalyanlara bırakılacak.

Açıklama: Balkan Savaşlarından sonra I. Dünya Savaşının başlaması On İki Ada meselesini küllendirdi. Savaş esnasında ise İtilaf Devletleri gizli anlaşmalarla On İki Ada’yı İtalya’ya bıraktılar. Lozan Antlaşması ile adalara resmen sahip olan İtalya II. Dünya Savaşından sonra ise bölgeyi Yunanistan’a bıraktı.

Uyarı: On İki Ada meselesi Balkan Savaşları esnasında gündeme gelmemiştir.

ð                  İtalya Osmanlı Devletine kapitülasyonların kaldırılması konusunda destek verecek.
ð                  Trablusgarp dini bakımdan halifeye bağlı kalacak.(Böylelikle Osmanlı Devleti Trablusgarp halkıyla olan dini-kültürel bağını sürdürmeyi hedeflemiştir.)

Savaşın Sonuçları:

Ø                  İtalyanlar Trablusgarp’ı ele geçiremeyince Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için On İki adayı işgal etti.
Ø                  Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine Osmanlı Devleti anlaşma yapmak zorunda kaldı.
Ø                  Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını İtalya’ya verdi.                                                                              
Ø                  Mustafa Kemal Paşa Trablusgarp’ta kazandığı başarılar(Derne-Tobruk) sonucu binbaşı oldu.
Ø                  Kuzey Afrika’da İtalyan sömürgesi başladı
Ø                  On İki Ada fiilen elden çıktı
Ø                  İtalyanlar ilk defa Ege Denizi’ne yerleşti.
Ø                  Balkan devletlerinin Osmanlı üzerine harekete geçişi kolaylaştı
Ø                   İttihat ve Terakki Partisi prestij kaybetti.

NOT: Mustafa Kemal ilk defa sömürgeciliğe karşı savaştı.
NOT: Uşi İsviçre’de bir kenttir.

I. BALKAN SAVAŞI (1912-1913)


Nedenleri:
ð                  Rusya’nın Balkanlarda takip ettiği Panislavist politika
ð                  Balkanlardaki gelişmelerin takip edilememesi
ð                  Fransız ihtilalinin etkisi
ð                  Türklerin Balkanlardan tamamen atılmak istenmesi

Açıklama: Arnavutluk, Makedonya, Selanik ve Yanya Osmanlı’nın elindeydi.

ð                  Trablusgarp Savaşı nedeniyle Osmanlı Devleti’nin güçsüz olduğunun anlaşılması
ð                  Kiliseler sorununun Balkan devletlerinin lehine sonuçlanması
ð                  Balkan devletlerinin Osmanlıya karşı ittifak kurmaları
ð                  İngiltere’nin, 1908’de Estonya’nın başkenti Reval’de yapılan görüşmeler sonucunda,  Rusya’yı Balkan politikasında serbest bırakması

Katılan Devletler ve Savaşın Sonuçları

Ò                 Karadağ, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne karşı savaştılar(Bu devletlerin Bulgaristan önderliğinde birleşip; Osmanlı’ya saldırmasında Rusya etkili oldu. Savaş 8Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı topraklarına saldırması ile başladı.  Bulgarlar Çatalca’ya kadar gelmeyi başarırken;Rauf Orbay’ın Hamidiye Kruvazörü ile yaptığı başarılı mücadelelere rağmen Yunanlılar Ege Adalarını işgal etmeyi başarmıştır.)
Ò                 Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenilerek Çatalca’ya kadar geriledi

Yenilginin Nedenleri:

Ò                 İlk partileşme döneminde ordunun siyasete karışması
Ò                 Savaştan önce askerlerin bir bölümünün terhis edilmesi                                                        
Ò                  Ordunun savaşa hazır olmaması
Ò                 Osmanlı donanmasının yetersiz olması
Ò                 Avrupa devletlerinin Balkan uluslarını desteklemesi
Ò                 İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Balkan sınırlarının değişmeyeceğine dair verdikleri teminata güvenen Osmanlı’nın Balkanlar’da gelişen olayları takip etmemesi
Ò                 Balkan devletlerinin birlikte hareket etmesi
Ò                 Balkan devletlerinin ulaşım ve iletişim imkanlarını etkisiz hale getirmelerinden dolayı Osmanlı ordusunda iletişim ve ulaşım bozukluğu görüldü.

Londra Antlaşması (30 Mayıs 1913)

ð                  Midye-Enez çizgisinin batısındaki topraklar Bal-kan devletlerine bırakıldı(Gelibolu Yarımadası hariç olmak üzere Doğu Trakya ve Balkan topraklarının tamamı elden çıktı.)

NOT: Bu sınır Sevr Antlaşması ile de belirlenen batı sınırıdır.
NOT: Midye Kara Deniz; Enez ise Ege sahilinde bir liman bölgesidir.
Ege adalarının durumu ve Arnavutluğun sınır durumu büyük devletlerin kararına bırakıldı
Açıklama: Ege Adaları fiilen elden çıkmıştır. I. Dünya Savaşı başlayınca; Ege Adaları meselesi askıya alınmış; Lozan Antlaşması ile Ege Adaları resmen Yunanistan’a verilmiştir.
 
 I. Balkan Savaşının Sonuçları:
Z              Osmanlı’nın Balkanlar’daki varlığı tamamen sona erdi.
Z              Edirne ve Kırklareli Bulgaristan’a bırakıldı
Z              Gökçe Ada ve Bozca Ada hariç, Ege Adaları fiilen elden çıktı
Z              28 Kasım 1912’de, %75’i Müslüman olan  Arnavutluk, bağımsızlığını ilan etti. Bu durum İslamcılık politikasının da olumsuz etkiledi.(Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan devleti Arnavutluktur.)
Z              İttihat ve Terakki Partisi, 23 Ocak 1913’de düzenlediği Bab-ı Âli Baskını sonucunda hükümeti tam olarak ele geçirdi. (resmi iktidar dönemi başladı.)

NOT: İttihat ve Terakki Partisi 1889’da kurulan II. Meşrutiyetin ilanında etkili olan, 31 Mart Olayından itibaren yönetimde etkili olmaya başlayan, II. Meşrutiyet Döneminde Türkçülüğü devletin siyasi düşüncesi haline getiren, Osmanlı Devletini I. Dünya Savaşına sokan bir partidir. 
Z              Mustafa Kemal’in  ordunun siyasete girmemesi şeklindeki görüşünün doğruluğu ispatlandı.
Z              Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır.
Z              Balkan Savaşı çıktı.
Z              Balkanlar’dan Anadolu’ya göç başladı
Z              Mustafa Kemal siyaseti bıraktı

NOT: I. Balkan Savaşında İstanbul tehdit altına girmiştir.
NOT:Londra Antlaşması II. Balkan Savaşı’nın çıkması  üzerine yürürlükten kalkmıştır.    

           

 II. BALKAN SAVAŞI


Nedenleri:
F               Balkan Savaşı sonucunda en büyük payı Bulgaristan’ın almasından dolayı Balkan devletlerinin aralarında anlaşmazlığa düşmesi
F               Bulgaristan’ın Ege Denizi’ne kadar genişlemesini Yunanistan’ın uygun görmeyişi.
F               Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle meydana gelen otorite boşluğu
F               Yunanistan’ın çalışmaları sonucunda Sırbistan, Karadağ ve Romanya Bulgaristan’a karşı birleşmiştir. Bulgaristan’ın zor durumda olduğunu gören Enver Paşa harekete geçerek, Edirne ve Kırklareli’ni Bulgarlardan almıştır.

F               Balkan Savaşı sonucunda  Bulgaristan yenildi.

17 Mart 2014 Pazartesi

B-TANZİMAT DÖNEMİ YENİLİKLERİ (1839 – 1876)

               
I.Abdülmecit, Londra’da büyük elçilik yapmış olan Mustafa Reşit Paşayı, Hariciye  Nazırlığına  getirip, Tanzimat Fermanını da Mustafa Reşit Paşaya hazırlattı.

1- Tanzimat Fermanı (1839) (Gülhane Hattı Hümayunu):

İlan edilme sebepleri ve amaçları:
1-Osmanlı Devletini çöküntüden kurtarmak.
2-Mısır sorununda  İngiltere’nin desteğini alma  düşün­cesi.
3-Avrupa devletlerinin,azınlık haklarını bahane ederek devletin iç işlerine karışmasını önlemek.
4-Azınlıkların devlete bağlılığını artırmak.

Maddeleri:
1-Irk,dil,din ayrımı yapılmaksızın bütün halkın ırz,namus,mal ve can güvenliği devlet tarafından sağla­nacaktır.
2-Herkesten geliri oranında  vergi alınacak ve vergi top­lama işlemlerinde  adaletsizlik yapılmayacaktır.
3-Askere alma işlemleri belli bir düzene bağlanacak ve askerlik  süresi sınırlanacaktır.
4-Herkes malına mülküne sahip olup,bunları çocuklarına miras bırakabilecektir.
5-Rüşvet ve iltimas kaldırılacaktır.
6-Herkes kanun önünde eşit sayılacaktır.
7-Mahkemeler herkese açık olacak,hiç kimse mahkeme edilmeden cezalandırılmayacaktır.

Tanzimat Fermanının Özellikleri Ve Önemi
1-Avrupa devletlerinin baskısıyla değil;II. Mahmut döne­minde başlayan reformları devam ettirmek için yayın­lanmıştır.
2-Padişahın iradesiyle yayınlanmıştır.”Magna Carta”da olduğu gibi hükümdara baskı yoktur.
3-Padişah kendi yetkilerini kendisi sınırlayıp; her gücün üzerinde bir yasa gücünün olduğunu kabul etmiştir.
4-Anayasacılığın ve demokratikleşmenin ilk adımı atıl­mış­tır.
5-Hukuk kurallarına göre işleyen ilk mahkemelerin or­taya çıkışı hazırlanmıştır.
6-Askerlik vatan görevi haline getirilmiştir.
7-Ferman devletin sorumluluk ve kapsama alanını geniş­letmiştir.
8-Meşrutiyet dönemi aydınlarının yetişmesinde önemli rol oynamıştır.
9-Avrupa hukuk kuralları geçerli olmaya başlamıştır.
10-Batılılaşma süreci hızlanmıştır.
11-Mülkiyet hakkı devlet garantisi altına alınmıştır.
12-Fransız İhtilalinin benimsediği eşitlik ilkelerini Os­manlı da tanımıştır.
13-İlk defa Avrupa-i tarzda mahkemeler kurulmaya başlan­mıştır.
14-Tanzimat fermanı; millet-i hakimenin (Müslümanlar ve Türkler) üstünlüğünü ortadan kaldırıyordu. Padişahın yetkilerinin millet idaresi değil;  padişahın kendi idaresi sınırlıyordu.
15-Vatandaş hakları beyannamesi gibidir.
16-Batı kültürüne dayalıdır.




Tanzimat Fermanının Sonuçları:
1-Müslüman halk, beklentisiz olduğu için fermana bir anlam veremedi.
2-Azınlıklar fermandan tam olarak memnun olmadığı gibi, haklarının arttırılmasını da istedi.
3-Avrupalı devletlerce memnuniyetle karşılandı. Mısır sorunu için olumlu etki yaptı.
4-Müslümanlar, Müslim-Gayri Müslim eşitliğini kabul etmek istememişlerdir.
5-Avrupalı devletler Osmanlı’nın içişlerine karışmak için fırsat bul-muşlardır.
6-Avrupa hukukunun benimsenmesi hukuk birliğini boz­muştur.
7-Islahatçılar ile muhafazakarlar arasındaki ayrılık arttı.

Tanzimat Dönemi (1839-1876)’nin Bazı Özellikleri
1-Devlet dışarıda denge politikası izlerken; İçerde öz kültüründen uzaklaşarak; Avrupa kültürünün etkisinde yüzeysel yenilikler yapar. Düzeltme uğruna yanılgılara girilir.
2-Bu dönemde ticaret mahkemeleri kuruldu (1846)
3-Gelirlerin artması için damga pulu çıkarıldı.
4-1843’de askerlik müddeti 5 sene olarak kabul edildi.
5-Bu dönemde Hıristiyanların şahitliği kabul edildi.
6-Darülfünun (Üniversite) ve Galatasaray lisesi başta olmak üzere Avrupa tarzında pek çok okul açıldı.
7-Yabancı dille eğitim yapan okullar açıldı.
8-1858’de çıkarılan arazi kanunnamesi ile toprak, işleye­nin mülkü sayıldı.
9-Yeni düzenlemelerin hukuki düzenlemeleri için Mec­lis-i Ali-i Tanzimat kuruldu.
10-Öğretmen yetiştirmek için 1848’de Darulmuallimin kuruldu.




2- Islahat Fermanı (1856)

Sebepler ve amaçlar:
1-Paris Antlaşmasında Avrupa devletlerinin desteğini almak.
2-Azınlıkların devlete bağlılığını artırmak.
3-Çöküşü durdurmak.
4-Paris Konferansında azınlık haklarına müdahale edilme­sini önlemek.
5-Avrupa devletlerinin, Osmanlı Devletinin iç işlerine karışmasını önlemek.
6-Tanzimat Fermanının eksiklerini tamamlamak.

Maddeleri:
1-Azınlıklara din ve mezhep özgürlüğü tanınacaktır.
2-Azınlıklar kilise ve okul gibi müesseseler açabilecek ve bu müesseseleri tamir edebileceklerdir.
3-Vergiler herkesten gelirine göre alınacaktır.
4-Azınlıklar il meclislerine üye olabileceklerdir.
5-Gayri Müslimlere küçük düşürücü ifadeler kullanılma­ya­caktır.
6-Gayri Müslimler de devlet memuru olabileceklerdir.
7-Mahkemeler açık olarak yapılacak; azınlıklar mahke­me­lerde kendi dinlerine göre yemin edebilecektir.
8-Gayri Müslimlerin, şahitliği, Müslümanların şahitli­ğine denk olacaktır.
9-Hukuk kuralları azınlık dillerine tercüme  edilecektir.
10-Karma mahkemeler yaygınlaşacaktır (üyeleri  Müs­lim-Gayri Müslim).
11-Cizye kaldırılacaktır.
12-Azınlıklar banka ve şirket kurabileceklerdir.
13-Azınlıklar mülk edinebilecektir.
14-Azınlıklar askerlik hizmetine karşılık bedel ödeyecek­tir.

3- Islahat Fermanının Önemi ve Sonuçları

1-Azınlıklara daha fazla hak verildi (fakat Müslüman halkı ile kaynaşmaları sağlanamadı).
2-Azınlıkların zararlı çalışmaları arttı.
3-Müslüman halk devlete tepki gösterdi.
4-Fermanın Paris Antlaşmasına yansıtılması; Avrupa devletlerinin, Osmanlı’nın içişlerine karışmasına zemin hazırladı (amaçlananın tam tersi oldu).
5-Bu ferman Fransa’nın istekleri doğrultusunda hazır­landı.
6-Avrupalı devletler de tıpkı Rusya gibi, azınlık haklarını bahane ederek Osmanlı’nın içişlerine karışmak istiyordu ki buna zemin hazırladılar.
7-Mezhepler ve dinler arasındaki eşitsizliğe son verildi.
8-Bütün tebaa askerlik dâhil, devlet hizmetinde eşit ka­bul edildi.
9-Her millete okul açma hakkı tanındı.
10-Bu ferman büyük devletlerin Osmanlı üzerindeki baskısı­nın bir sonucudur.
11-Dış kaynaklıdır.
12-Azınlık şirketleri ve bankalar; Avrupalıların Os­manlı’yı sömürmesi için yeni bir kapı açtı.
13-Açılması kararlaştırılan yabancı okullar ve azınlık okul­ları ulusçuluğu güçlendirdi.
14-Yabancılar bu fermana dayanarak, Osmanlı’nın de­ğerli bölgelerini satın aldılar.
15-Bu ferman azınlıklar için anayasa niteliğindedir.

Bu Fermanın İlkleri:
1-Azınlıklara banka ve şirket kurma hakkı verildi.
2-Yabancı okulların açılması kararlaştırıldı.
3-Yabancılara askerlik yükümlülüğü ve bedel getirildi.
4-Yabancılara mal-mülk edinme hakkı verildi.
5-Tarım konusuna değinildi.
6-Cizye kaldırıldı.




C-II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ YENİLİKLERİ

  
Z              Tanzimat reformlarından beklenen sonuç alınama­yınca; siyasi rejimin değişmesini savunan kadrolar ortaya çıktı. Tanzimat reformcuları merkezi idareyi güçlendir­mekle kurtuluşa gidileceğine inanırken; Tanzimat’ın yetiştirdiği aydınlar ise batı uygarlığının üstünlüğünü, halkın geniş hürriyetlerine ve parlamentolu demokratik rejimine bağlıyordu.
Z              Tanzimat bürokratlarına baş kaldıran yenilikçiler şairler ve yazarlardı. 1856’da çıkarılan basın kanunu ile hükü­met basını denetim altına alınca; fikir yoluyla başarılı olamayacaklarını anlayan meşrutiyet yanlıları “Yeni Osmanlılar“ adlı gizli cemiyet kurdular. İlk alternatif görüş getiren muhalefet oldular. İlk örgütlü muhalefeti oluşturdular. Tanzimat paşaları ise meşrutiyetin çok milletli Osmanlı’yı parçalayacağına inanıyorlardı.
Z              Yeni Osmanlılar hareketi ile Osmanlı siyasi-İdari dü­zeninin değiştirilmesine yönelik reform teşebbüsleri devletin tekelinden çıktı. Artık düzenin değişmesini isteyen kadrolar oluştu.
Z              Yeni Osmanlıları Avrupa’da parası ile yaşatan siyasi çıkarlarını düşünen, Mustafa Fazıl Paşa idi. Bu adam Mısır hıdivliğini amaçlıyor ve kendisine sadrazamı hedef alıyordu. Abdülaziz’i ise mücadelesinin dışında tutmaya çalışıyordu. Abdülaziz’in gönlünü aldıktan sonra ise “Yeni Osmanlılar”’a sırt çevirdi.
Z              Mustafa Fazıl’ı kaybeden Genç Osmanlılar bir süre daha faaliyete devam etti. Fakat tek ortak yönleri meşru­tiyet yanlısı olmalarıydı. Yegane ortaklıkları onları bir arada tutmaya yetmedi. Aralarında tam bir fikir birliği olmadığı gibi toplumun desteğini de alamamışlardı. II. Mahmut dönemine kadar padişahları  ulema ile yeniçe­rilerin  ittifakı  tahttan indiriyordu. II. Mahmut’un Yeni­çeri Ocağını kaldırması ve batılı aydınların yetişmesi darbe kadrolarını değiştirdi. Abdülaziz ise Bab-ı Ali tarafından, yani kendisinin kurmuş olduğu devlet kad­rosu tarafından, tahttan indirildi.
Z              Bu olay kendi alanında ilkti. Abdülaziz’e karşı yürütü­len muhalefette askeriyenin de desteği alınınca ilk askeri darbe de gerçekleşmiş oldu. Fakat bu kadro, güç olarak, olaydan habersiz olan orduyu kullanmıştı. Abdülaziz’i tahttan indiren 63 kişi (liderleri Hüseyin Avni Paşadır). “Seni millet tahttan indirdi” diyerek bir darbeyi ilk kez halka mal etmişlerdi.
Z              Padişahın tahttan indirilmesi için ya deli, ya da dinsiz olması gerekirdi. Abdülaziz’in deli olduğunu ileri sür­müşlerdir. İlginçtir ki yerine getirmiş oldukları 5. Murat raporlu deliydi.
Z              Mithat Paşa ve devrin muhalif grubu padişahların keyfi davranışlarına son vermek için anayasa istiyordu. Mithat Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın öncülük ettiği Meşrutiyet yanlıları II. Abdülhamit’le anlaşarak onu Kanun-i Esasiyi ilan etmesi şartıyla tahta getirdiler.

1- Meşrutiyetin İlan Edilme Sebepleri ve Amaçlar:
1-Osmanlı devletini yıkılmaktan kurtarmak
2-Azınlıkları devlete ısındırmak
3-Avrupa devletlerinin sempatisini kazanmak
4-İstanbul konferansı kararlarını etkilemek
5-Batıyı yakından tanıyan aydınların çalışmaları (Jön Türkler, Genç Osmanlar)
6-Azınlık haklarını bahane ederek, Avrupalı devletlerin içişlerimize karışmasını önlemek
7-II. Abdülhamit’in tahta geçerken, anayasalı yönetimi kabul edeceğine dair söz vermesi.
23 Aralık 1876’da II.Abdülhamit’in Kanun-i Esasiyi kabul etmesi ile I. Meşrutiyet dönemi başladı. Meşrutiyet İstanbul Konferansı toplantı halinde iken ilan edildi; Fakat İstanbul Konferansı kararlarında pek değişiklik olmadı.






2- Kanuni Esasinin Özellikleri ve Kurduğu Sistem:
1-Osmanlı devletinin yönetim şekli meşrutiyettir.
2-Padişahın yanında yönetime katılan iki meclis vardır. Ayan meclisinin üyeleri padişah tarafında atanırken, Mebusan meclisinin üyeleri seçimle belirlenir.
3-Bakanlar Kurulu (Vekiller heyeti) meclise değil, padi­şaha karşı sorumludur.
4-Yasama yetkisi Ayan ve Mebusan Meclisine aittir.
5-Yürütme yetkisi padişah ve bakanlar kuruluna aittir.
6-Yargı yetkisini bağımsız mahkemeler kullanır.
7-Ayan Meclisinin üyeleri ömür boyu görevde kalır.
8-Mebusların görev süresi 4 yıldır.
9-Kişi özgürlüğü, basın özgürlüğü, din özgürlüğü, eğitim özgürlüğü ve mülkiyet hakkı devlet tarafından garanti edilmiştir.
10-50 bin vatandaş bir mebus seçer.
11-Padişah, meclisi açma kapama ve anayasayı askıya alma yetkisine sahiptir.
12-Padişah ülke bütünlüğü için basına sansür uygulaya­bi­lir.
13-Padişah devletin emniyetini bozan kişileri sürgüne gönderebilir.


Değerlendirmeler:
1-Halk Osmanlı tarihinde, ilk defa yönetime katılmaya başladı.
2-Padişah iradesi hala, halk iradesinin üstündedir.
3-Padişahın yetkilerinde önemli kısıtlamalar olmamıştır.
4-Türk tarihinde ilk kez anayasal yönetime geçildi.
5-Osmanlıcılık düşüncesi uygulanmaya çalışıldı (Tanzi­mat Fermanı ve Islahat Fermanında da aynı fikir etkili­dir).
6-Bu anayasa padişahın seçtiği bir grup tarafından hazır­lanmıştır.
7-Padişahın halka bir lütfü gibidir.
8-Milletvekillerince hazırlanmaması ve halkın oyuna sunulmaması anayasanın eksikliklerinden biridir.
9-Anayasanın ilan edilmesinde dış sebepler iç sebepler­den daha etkili olmuştur.
10-Anayasa Fransız İhtilalinin etkisi ile hazırlanmış olma­sına rağmen; Belçika, Prusya ve Polonya anayasa­ları örnek alınmıştır.
11-Bu anayasa ile bir grup aydın (Yeni Osmanlılar) padişa­hın yetkilerini sınırlamayı düşünmüştü.
12-Kanunları meclis değil; Şura-yı devlet hazırlayacaktı. Meclis sadece, hazırlanan kanunları, görüşecekti.
13-Müsaderenin geçersizliği, angaryanın yasaklanışı da anayasanın içeriğindedir.
14-Kamu hizmetine girişte eşitlik kabul edilmiştir.
15-Anayasa 119 maddeden; meclis 131 üyeden (1/3’ü ayan) oluşuyordu. Mecliste 69 Müslüman, 46 gayri Müslim vardı.
Meclisin yapısı etnik bakımdan homojen olmadığı gibi; mecliste azınlık haklarını savunan vekiller dahi vardı. Meclis sağlıklı çalışamıyordu. Bu durumu gören II. Abdülhamit, 93 harbini bahane ederek meclisi dağıttı (13 Şubat 1878). Böylece I. Meşrutiyet dönemi sona erdi.

3- II. Abdülhamit Döneminin Diğer Özellikleri
1-Bu döneme bazı tarihçiler tarafından istibdat dönemi (baskı dönemi) de denir.
2-Mecelle hazırlanmıştır (İlk medeni kanun).
3-1881’de Duyun-ı Umumiye kurulmuştur.
4-Her vilayette sanayi ve ticaret odası kuruldu.
5-1881’de güzel sanatlar okulu kuruldu.
6-Ziraat bankası kuruldu (1888).
7-Darulelhan adıyla bir batı tipi konservatuar kuruldu (1908).

Ø                  1878 yılında Mektebi Hukuku Şahane adıyla hakim yetiştirmek üzere bir hukuk fakültesi açıldı.
Ø                  1879 yılında  çıkarılan bir kanunla savcılık ve noterlik gibi kurumlar kuruldu.
Ø                  Hicaz ve Bağdat demiryolu ( Almanların yardımıyla) kuruldu.
Ø                  Yetimleri eğitmek için Darüşşafaka, sakat, yoksul ve kimsesizler için de Darülâceze açıldı.


4- II. Meşrutiyetin İlanı (1908) Sebepleri:
1-1889’da kurulmuş olan İttihat ve Terakki örgütünün çalışmaları.
2-Balkanlarda ayaklanmalar çıkması.
3-İngiltere ve Rusya’nın balkanlardaki karışıklıkları, görüşmek için Reval’de bir araya gelmesi.
4-İstibdat dönemine son vermek düşüncesi.
Z              Abdülhamit Meşrutiyeti ilan ettikten sonra, İttihat ve Terakkiciler; Abdülhamit’i tahttan indirmek için planlar hazırlamaya başladılar. İttihat ve Terakki Parti­cilerinin içinde İngiliz ve Alman yanlılarının iç mücade­lesi İstanbul’da entrikalara ve cinayetlere sebep oldu.
Z              Derviş  Vahdeti  adlı  gazetecinin kışkırtmaları sonucu İstanbul’da 13 Nisan 1909’da meşruti yönetime karşı ayaklanma (31 Mart Olayı) çıktı. Selanik’ten gelen hare­ket ordusu isyanı bastırmayı başardı. İttihat ve Terakki Partisi yönetimi kontrol altına aldı. Ayaklanmada rolü olduğu gerekçesi ile II. Abdülhamit tahttan indirildi. Ve yerine V. Mehmet Reşat getirildi.
Z              31 Mart ayaklanması, rejime karşı olan ilk ayaklanma­dır. Sonuçta meşruti yönetim daha da güçlendi.

5- 1909’da Kanun-i Esaside Yapılan Bazı Değişiklikler:
1-Haklar halk lehine değiştirildi.
2-Halkın yönetime katılımı güçlendirildi.
3-Hükümdarın tarafsızlığı artırıldı.
4-Parlamenter sisteme geçişte bir adım daha atıldı.
5-Anayasa vekillerce hazırlanıp padişahın onayına su­nuldu.
6-Vekiller ile padişah arasında bir sözleşme gibidir.
7-Padişahların düzeni koruyacağına dair yemin etmesi geleneği getirildi.
8-Meclis padişahın izni olmadan kanun teklifi getirebilir.
9-Padişahın, meclisi kapama yetkisi ve kanunları veto etme hakkı zor şartlara bağlandı.
10-Parlamentonun hükümeti denetlemesi ve hükümetin meclisten güvenoyu alması kabul edildi.
11-Bakanlar meclise karşı sorumlu oldu.
12-113. Madde (Padişahın sürgüne gönderme yetkisi) kaldırıldı.
13-Toplanma ve cemiyet kurma hakkı kabul edildi.

OSMANLIYI KURTARMAYA YÖNELİK DÜŞÜNCE AKIMLARI


Osmanlıcık:
Z              Fransız ihtilalinin yaydığı milliyetçilik düşüncesi Os­manlı sınırları içinde yaşayan azınlıkları harekete geçir­mişti. Tanzimat döneminin sonlarına doğru örgütlenen Genç Osmanlılar, Fransız ihtilalinin Osmanlı üzerindeki yıkıcı etkisini kırmak için Osmanlıcılık düşüncesini ortaya attılar. Bu düşüncenin temel felsefesi; “Osmanlı ülkesinde etnik benlik değil, Osmanlı olma düşüncesi vardır” düşüncesine dayanır. Bütün halkın bu düşünceyi kabul edebilmesi için ise Müslim-Gayri Müslim eşitliği olması gerekiyordu ki bunun içinde yeni düzenlemeler yapıldı (Islahat Fermanı ve Anayasalı meşruti yönetim kurmak gibi). Meşruti yönetime geçilip gayrimüslimlerin meclise alınması ile Osmanlıcılık düşüncesi kesin olarak yürürlüğe girdi; Fakat bu uygulama da bek­lenen sonucu vermedi.
Z              II.Abdülhamit’in, meclisi kapatması Osmanlıcılık dü­şüncesi için olumsuz bir gelişme idi. Berlin Antlaşma­sından sonra Balkanlarda meydana gelen kopmalar ve Balkan savaşları Osmanlıcılık düşüncesinin iflas ettiğini gösterdi. Milliyetçilik güçlendikçe Osmanlıcılık düşün­cesi tarihin derinliklerine gömüldü.


Ümmetçilik (İslamcılık):
  
F               Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı esas alır. II. Abdülhamit döneminde ortaya çıkan bu düşünce Os­manlıcılık düşüncesine alternatif olarak kullanıldı. Fran­sız İhtilalinin İslam dünyası üzerindeki olumsuz etkisi kırılmaya çalışıldı. Bu düşünce sadece sınırlar içindeki değil; sınırlar dışındaki Müslümanları da kapsamına almıştır. II. Abdülhamit halifelik makamını da kullanarak İslam alemini emperyalist güçlere karşı zinde tutmayı amaçlamıştır. İngilizler bu düşünceyi geçersiz kılmak için Arap topraklarında milliyetçilik düşüncesini yay­mıştır. Kuzey Afrika’daki emperyalist işgaller İslamcılık için olumsuz olmuştur. I. Dünya savaşında Hicaz ve Yemen cephelerindeki gelişmeler İslamcılık düşüncesi­nin iflas ettiğini göstermiştir.
F               Almanya, İngiltere’ye olan düşmanlığından dolayı, İslamcılığı desteklemiştir (Pan-Germenizim ile Panislamizmi, Almanya İngiltere’ye karşı kullanmak iste­miştir).
F               İslamcılık, hilafetin kaldırılması ile temel dayanağından da yoksun kalmıştır.




Turancılık:
  
ƒ                  Kültür hareketi olarak başlayan Türkçülüğün siyasi yönüdür. Bu fikri Ziya Gökalp’in “Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan” sözü en iyi şekilde açıklamaktadır.
ƒ                  Bu fikir bütün Türklerin bir bayrak altında toplanma­sını hedef almaktadır.
§                    Dünya savaşındaki gelişmeler “Turancılık” düşünce­sine olumsuz etki yapınca; Turancılar sadece Türkiye Türklüğünü ölçü almıştır. Enver Paşa Turancılık fikri doğrultusunda I. Dünya savaşından sonra Türkistan’a gitmiş ve orada Ruslara karşı savaşırken, 1922’de şehit olmuştur.
ƒ                  Misak-ı Milli ve TBMM’nin milli egemenlik anlayışı Turancılık anlayışının fikri yönünü zayıflattı. Kurtuluş savaşı ise Turancılık anlayışının sonu olmuştur. Os­manlı’yı I. Dünya savaşına sokan düşünce Turancılık düşüncesidir.

Türkçülük:
 
Ø                  XIX. Yüzyılın ortalarında kültür faaliyeti olarak baş­lamıştır. Osmanlıcılık ve İslamcılığın revaçta olduğu dönemde, Türkçülük, Türk tarihine yönelik devam etti. Türkçülüğün hız kazanmasında Rusya’dan kaçan Türkler etkili oldu. Türkçülüğe ilmilik kazandıran Ziya Gökalp, bir milleti dil, din, soy ve ülkü birliği oluşturur diyordu. Ziya Gökalp’e göre, din ile devlet ayrılmalı, batı mede­niyeti benimsenmeli; İslam ümmetinden olunmalıdır. Yani kültürde Türk olmayı; medeniyette batılı olmayı savunmuştur.
Ø                  Bu düşüncenin ortaya çıkıp yaygınlaşmasında Rusya’nın işgalleri ve baskıcı tutumu da etkili olmuştur.
Ø                  Yusuf Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesi Türkçülüğe siyasi mahiyet kazandırdı.
Ø                  İttihat ve Terakki Partisi Türkçülüğü, II. Meşrutiyet döneminde devlet politikası haline getirmiştir.
Ø                  Mustafa Kemal modern Türkiye’nin kuruluşunda Türk­çülüğü; çağdaşlaşmasında ise batıcılığı esas almıştır.
                NOT: Genç Kalemler Dergisi Türkçülük doğrultusunda yazılar yazmıştır.

Batıcılık:
  
Ò                 Batıya yöneliş ilk önce askeri sahada başlamıştır. II. Meşrutiyet döneminde ise Batıcılık düşünce akımı ol­muştur. Batıcılar 2’ye ayrılmaktadır: Bir grubu, batıyı bütün yönleri ile almak isterken; diğer grubu batının sadece ilim ve teknik yönünü almak istemiştir.

Federalcilik (Adem-I Merkeziyetçilik):
  

ð                  Prens Sabahattin tarafından savunulan ve II. Meşrutiyet döneminde taraftarları artan bir düşüncedir. Bu düşün­ceye göre Osmanlı devleti bölgelere ayrılmalı, her böl­geye saptanacak ölçüler içerisinde özerklik verilmelidir. Üretici ve girişimci kişiliğe önem vermiş­lerdir. “Devlet kişi ve toplum için çalışmalıdır” fikrini savunmuşlardır.