B-TANZİMAT DÖNEMİ YENİLİKLERİ (1839 – 1876)
I.Abdülmecit, Londra’da büyük
elçilik yapmış olan Mustafa Reşit Paşayı, Hariciye Nazırlığına
getirip, Tanzimat Fermanını da Mustafa Reşit Paşaya hazırlattı.
1- Tanzimat Fermanı (1839)
(Gülhane Hattı Hümayunu):
İlan edilme sebepleri ve amaçları:
1-Osmanlı Devletini çöküntüden
kurtarmak.
2-Mısır sorununda İngiltere’nin desteğini alma düşüncesi.
3-Avrupa devletlerinin,azınlık
haklarını bahane ederek devletin iç işlerine karışmasını önlemek.
4-Azınlıkların devlete bağlılığını
artırmak.
Maddeleri:
1-Irk,dil,din ayrımı yapılmaksızın
bütün halkın ırz,namus,mal ve can güvenliği devlet tarafından sağlanacaktır.
2-Herkesten geliri oranında vergi alınacak ve vergi toplama
işlemlerinde adaletsizlik
yapılmayacaktır.
3-Askere alma işlemleri belli bir düzene
bağlanacak ve askerlik süresi
sınırlanacaktır.
4-Herkes malına mülküne sahip
olup,bunları çocuklarına miras bırakabilecektir.
5-Rüşvet ve iltimas kaldırılacaktır.
6-Herkes kanun önünde eşit
sayılacaktır.
7-Mahkemeler herkese açık olacak,hiç
kimse mahkeme edilmeden cezalandırılmayacaktır.
Tanzimat Fermanının Özellikleri Ve Önemi
1-Avrupa devletlerinin baskısıyla
değil;II. Mahmut döneminde başlayan reformları devam ettirmek için yayınlanmıştır.
2-Padişahın iradesiyle
yayınlanmıştır.”Magna Carta”da olduğu gibi hükümdara baskı yoktur.
3-Padişah kendi yetkilerini kendisi
sınırlayıp; her gücün üzerinde bir yasa gücünün olduğunu kabul etmiştir.
4-Anayasacılığın ve
demokratikleşmenin ilk adımı atılmıştır.
5-Hukuk kurallarına göre işleyen ilk
mahkemelerin ortaya çıkışı hazırlanmıştır.
6-Askerlik vatan görevi haline
getirilmiştir.
7-Ferman devletin sorumluluk ve
kapsama alanını genişletmiştir.
8-Meşrutiyet dönemi aydınlarının
yetişmesinde önemli rol oynamıştır.
9-Avrupa hukuk kuralları geçerli
olmaya başlamıştır.
10-Batılılaşma süreci hızlanmıştır.
11-Mülkiyet hakkı devlet garantisi
altına alınmıştır.
12-Fransız İhtilalinin benimsediği
eşitlik ilkelerini Osmanlı da tanımıştır.
13-İlk defa Avrupa-i tarzda
mahkemeler kurulmaya başlanmıştır.
14-Tanzimat fermanı; millet-i
hakimenin (Müslümanlar ve Türkler) üstünlüğünü ortadan kaldırıyordu. Padişahın
yetkilerinin millet idaresi değil;
padişahın kendi idaresi sınırlıyordu.
15-Vatandaş hakları beyannamesi
gibidir.
16-Batı kültürüne dayalıdır.
Tanzimat Fermanının Sonuçları:
1-Müslüman halk, beklentisiz olduğu
için fermana bir anlam veremedi.
2-Azınlıklar fermandan tam olarak
memnun olmadığı gibi, haklarının arttırılmasını da istedi.
3-Avrupalı devletlerce memnuniyetle
karşılandı. Mısır sorunu için olumlu etki yaptı.
4-Müslümanlar, Müslim-Gayri Müslim
eşitliğini kabul etmek istememişlerdir.
5-Avrupalı devletler Osmanlı’nın
içişlerine karışmak için fırsat bul-muşlardır.
6-Avrupa hukukunun benimsenmesi
hukuk birliğini bozmuştur.
7-Islahatçılar ile muhafazakarlar
arasındaki ayrılık arttı.
Tanzimat Dönemi (1839-1876)’nin Bazı Özellikleri
1-Devlet dışarıda denge politikası
izlerken; İçerde öz kültüründen uzaklaşarak; Avrupa kültürünün etkisinde
yüzeysel yenilikler yapar. Düzeltme uğruna yanılgılara girilir.
2-Bu dönemde ticaret mahkemeleri
kuruldu (1846)
3-Gelirlerin artması için damga pulu
çıkarıldı.
4-1843’de askerlik müddeti 5 sene
olarak kabul edildi.
5-Bu dönemde Hıristiyanların şahitliği
kabul edildi.
6-Darülfünun (Üniversite) ve
Galatasaray lisesi başta olmak üzere Avrupa tarzında pek çok okul açıldı.
7-Yabancı dille eğitim yapan okullar
açıldı.
8-1858’de çıkarılan arazi
kanunnamesi ile toprak, işleyenin mülkü sayıldı.
9-Yeni düzenlemelerin hukuki
düzenlemeleri için Meclis-i Ali-i Tanzimat kuruldu.
10-Öğretmen yetiştirmek için 1848’de
Darulmuallimin kuruldu.
2- Islahat Fermanı (1856)
Sebepler ve
amaçlar:
1-Paris Antlaşmasında Avrupa
devletlerinin desteğini almak.
2-Azınlıkların devlete bağlılığını
artırmak.
3-Çöküşü durdurmak.
4-Paris Konferansında azınlık
haklarına müdahale edilmesini önlemek.
5-Avrupa devletlerinin, Osmanlı
Devletinin iç işlerine karışmasını önlemek.
6-Tanzimat Fermanının eksiklerini
tamamlamak.
Maddeleri:
1-Azınlıklara din ve mezhep
özgürlüğü tanınacaktır.
2-Azınlıklar kilise ve okul gibi
müesseseler açabilecek ve bu müesseseleri tamir edebileceklerdir.
3-Vergiler herkesten gelirine göre
alınacaktır.
4-Azınlıklar il meclislerine üye
olabileceklerdir.
5-Gayri Müslimlere küçük düşürücü
ifadeler kullanılmayacaktır.
6-Gayri Müslimler de devlet memuru
olabileceklerdir.
7-Mahkemeler açık olarak yapılacak;
azınlıklar mahkemelerde kendi dinlerine göre yemin edebilecektir.
8-Gayri Müslimlerin, şahitliği,
Müslümanların şahitliğine denk olacaktır.
9-Hukuk kuralları azınlık dillerine
tercüme edilecektir.
10-Karma mahkemeler yaygınlaşacaktır
(üyeleri Müslim-Gayri Müslim).
11-Cizye kaldırılacaktır.
12-Azınlıklar banka ve şirket
kurabileceklerdir.
13-Azınlıklar mülk edinebilecektir.
14-Azınlıklar askerlik hizmetine
karşılık bedel ödeyecektir.
3- Islahat Fermanının Önemi ve Sonuçları
1-Azınlıklara daha fazla hak verildi
(fakat Müslüman halkı ile kaynaşmaları sağlanamadı).
2-Azınlıkların zararlı çalışmaları
arttı.
3-Müslüman halk devlete tepki
gösterdi.
4-Fermanın Paris Antlaşmasına
yansıtılması; Avrupa devletlerinin, Osmanlı’nın içişlerine karışmasına zemin
hazırladı (amaçlananın tam tersi oldu).
5-Bu ferman Fransa’nın istekleri
doğrultusunda hazırlandı.
6-Avrupalı devletler de tıpkı Rusya
gibi, azınlık haklarını bahane ederek Osmanlı’nın içişlerine karışmak istiyordu
ki buna zemin hazırladılar.
7-Mezhepler ve dinler arasındaki
eşitsizliğe son verildi.
8-Bütün tebaa askerlik dâhil, devlet
hizmetinde eşit kabul edildi.
9-Her millete okul açma hakkı
tanındı.
10-Bu ferman büyük devletlerin
Osmanlı üzerindeki baskısının bir sonucudur.
11-Dış kaynaklıdır.
12-Azınlık şirketleri ve bankalar;
Avrupalıların Osmanlı’yı sömürmesi için yeni bir kapı açtı.
13-Açılması kararlaştırılan yabancı
okullar ve azınlık okulları ulusçuluğu güçlendirdi.
14-Yabancılar bu fermana dayanarak,
Osmanlı’nın değerli bölgelerini satın aldılar.
15-Bu ferman azınlıklar için anayasa
niteliğindedir.
Bu Fermanın İlkleri:
1-Azınlıklara banka ve şirket kurma
hakkı verildi.
2-Yabancı okulların açılması
kararlaştırıldı.
3-Yabancılara askerlik yükümlülüğü
ve bedel getirildi.
4-Yabancılara mal-mülk edinme hakkı
verildi.
5-Tarım konusuna değinildi.
6-Cizye kaldırıldı.
C-II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ YENİLİKLERİ
Z
Tanzimat
reformlarından beklenen sonuç alınamayınca; siyasi rejimin değişmesini savunan
kadrolar ortaya çıktı. Tanzimat reformcuları merkezi idareyi güçlendirmekle
kurtuluşa gidileceğine inanırken; Tanzimat’ın yetiştirdiği aydınlar ise batı
uygarlığının üstünlüğünü, halkın geniş hürriyetlerine ve parlamentolu
demokratik rejimine bağlıyordu.
Z
Tanzimat
bürokratlarına baş kaldıran yenilikçiler şairler ve yazarlardı. 1856’da
çıkarılan basın kanunu ile hükümet basını denetim altına alınca; fikir yoluyla
başarılı olamayacaklarını anlayan meşrutiyet yanlıları “Yeni Osmanlılar“ adlı gizli cemiyet kurdular. İlk alternatif görüş
getiren muhalefet oldular. İlk örgütlü muhalefeti oluşturdular. Tanzimat
paşaları ise meşrutiyetin çok milletli Osmanlı’yı parçalayacağına
inanıyorlardı.
Z
Yeni
Osmanlılar hareketi ile Osmanlı siyasi-İdari düzeninin değiştirilmesine
yönelik reform teşebbüsleri devletin tekelinden çıktı. Artık düzenin
değişmesini isteyen kadrolar oluştu.
Z
Yeni
Osmanlıları Avrupa’da parası ile yaşatan siyasi çıkarlarını düşünen, Mustafa
Fazıl Paşa idi. Bu adam Mısır hıdivliğini amaçlıyor ve kendisine sadrazamı
hedef alıyordu. Abdülaziz’i ise mücadelesinin dışında tutmaya çalışıyordu.
Abdülaziz’in gönlünü aldıktan sonra ise “Yeni Osmanlılar”’a sırt çevirdi.
Z
Mustafa
Fazıl’ı kaybeden Genç Osmanlılar bir süre daha faaliyete devam etti. Fakat tek
ortak yönleri meşrutiyet yanlısı olmalarıydı. Yegane ortaklıkları onları bir
arada tutmaya yetmedi. Aralarında tam bir fikir birliği olmadığı gibi toplumun
desteğini de alamamışlardı. II. Mahmut dönemine kadar padişahları ulema ile yeniçerilerin ittifakı
tahttan indiriyordu. II. Mahmut’un Yeniçeri Ocağını kaldırması ve
batılı aydınların yetişmesi darbe kadrolarını değiştirdi. Abdülaziz ise Bab-ı
Ali tarafından, yani kendisinin kurmuş olduğu devlet kadrosu tarafından,
tahttan indirildi.
Z
Bu
olay kendi alanında ilkti. Abdülaziz’e karşı yürütülen muhalefette askeriyenin
de desteği alınınca ilk askeri darbe de gerçekleşmiş oldu. Fakat bu kadro, güç
olarak, olaydan habersiz olan orduyu kullanmıştı. Abdülaziz’i tahttan indiren
63 kişi (liderleri Hüseyin Avni Paşadır). “Seni millet tahttan indirdi” diyerek
bir darbeyi ilk kez halka mal etmişlerdi.
Z
Padişahın
tahttan indirilmesi için ya deli, ya da dinsiz olması gerekirdi. Abdülaziz’in
deli olduğunu ileri sürmüşlerdir. İlginçtir ki yerine getirmiş oldukları 5.
Murat raporlu deliydi.
Z
Mithat
Paşa ve devrin muhalif grubu padişahların keyfi davranışlarına son vermek için
anayasa istiyordu. Mithat Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın öncülük ettiği
Meşrutiyet yanlıları II. Abdülhamit’le anlaşarak onu Kanun-i Esasiyi ilan
etmesi şartıyla tahta getirdiler.
1- Meşrutiyetin İlan Edilme Sebepleri ve Amaçlar:
1-Osmanlı devletini yıkılmaktan kurtarmak
2-Azınlıkları devlete ısındırmak
3-Avrupa devletlerinin sempatisini
kazanmak
4-İstanbul konferansı kararlarını
etkilemek
5-Batıyı yakından tanıyan aydınların
çalışmaları (Jön Türkler, Genç Osmanlar)
6-Azınlık haklarını bahane ederek,
Avrupalı devletlerin içişlerimize karışmasını önlemek
7-II. Abdülhamit’in tahta geçerken,
anayasalı yönetimi kabul edeceğine dair söz vermesi.
23 Aralık 1876’da II.Abdülhamit’in
Kanun-i Esasiyi kabul etmesi ile I.
Meşrutiyet dönemi başladı. Meşrutiyet İstanbul Konferansı toplantı halinde iken
ilan edildi; Fakat İstanbul Konferansı kararlarında pek değişiklik olmadı.
2- Kanuni Esasinin Özellikleri ve Kurduğu Sistem:
1-Osmanlı devletinin yönetim şekli
meşrutiyettir.
2-Padişahın yanında yönetime katılan
iki meclis vardır. Ayan meclisinin üyeleri padişah tarafında atanırken, Mebusan
meclisinin üyeleri seçimle belirlenir.
3-Bakanlar Kurulu (Vekiller heyeti)
meclise değil, padişaha karşı sorumludur.
4-Yasama yetkisi Ayan ve Mebusan
Meclisine aittir.
5-Yürütme yetkisi padişah ve
bakanlar kuruluna aittir.
6-Yargı yetkisini bağımsız
mahkemeler kullanır.
7-Ayan Meclisinin üyeleri ömür boyu
görevde kalır.
8-Mebusların görev süresi 4 yıldır.
9-Kişi özgürlüğü, basın özgürlüğü,
din özgürlüğü, eğitim özgürlüğü ve mülkiyet hakkı devlet tarafından garanti
edilmiştir.
10-50 bin vatandaş bir mebus seçer.
11-Padişah, meclisi açma kapama ve
anayasayı askıya alma yetkisine sahiptir.
12-Padişah ülke bütünlüğü için basına
sansür uygulayabilir.
13-Padişah devletin emniyetini bozan
kişileri sürgüne gönderebilir.
Değerlendirmeler:
1-Halk Osmanlı tarihinde, ilk defa
yönetime katılmaya başladı.
2-Padişah iradesi hala, halk
iradesinin üstündedir.
3-Padişahın yetkilerinde önemli
kısıtlamalar olmamıştır.
4-Türk tarihinde ilk kez anayasal
yönetime geçildi.
5-Osmanlıcılık düşüncesi uygulanmaya
çalışıldı (Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanında da aynı fikir etkilidir).
6-Bu anayasa padişahın seçtiği bir grup
tarafından hazırlanmıştır.
7-Padişahın halka bir lütfü gibidir.
8-Milletvekillerince hazırlanmaması
ve halkın oyuna sunulmaması anayasanın eksikliklerinden biridir.
9-Anayasanın ilan edilmesinde dış
sebepler iç sebeplerden daha etkili olmuştur.
10-Anayasa Fransız İhtilalinin etkisi
ile hazırlanmış olmasına rağmen; Belçika, Prusya ve Polonya anayasaları örnek
alınmıştır.
11-Bu anayasa ile bir grup aydın
(Yeni Osmanlılar) padişahın yetkilerini sınırlamayı düşünmüştü.
12-Kanunları meclis değil; Şura-yı
devlet hazırlayacaktı. Meclis sadece, hazırlanan kanunları, görüşecekti.
13-Müsaderenin geçersizliği,
angaryanın yasaklanışı da anayasanın içeriğindedir.
14-Kamu hizmetine girişte eşitlik
kabul edilmiştir.
15-Anayasa 119 maddeden; meclis 131
üyeden (1/3’ü ayan) oluşuyordu. Mecliste 69 Müslüman, 46 gayri Müslim vardı.
Meclisin yapısı etnik bakımdan
homojen olmadığı gibi; mecliste azınlık haklarını savunan vekiller dahi vardı.
Meclis sağlıklı çalışamıyordu. Bu durumu gören II. Abdülhamit, 93 harbini
bahane ederek meclisi dağıttı (13 Şubat 1878). Böylece I. Meşrutiyet dönemi
sona erdi.
3- II. Abdülhamit Döneminin Diğer Özellikleri
1-Bu döneme bazı tarihçiler
tarafından istibdat dönemi (baskı dönemi) de denir.
2-Mecelle hazırlanmıştır (İlk medeni
kanun).
3-1881’de Duyun-ı Umumiye
kurulmuştur.
4-Her vilayette sanayi ve ticaret
odası kuruldu.
5-1881’de güzel sanatlar okulu
kuruldu.
6-Ziraat bankası kuruldu (1888).
7-Darulelhan adıyla bir batı tipi
konservatuar kuruldu (1908).
Ø
1878
yılında Mektebi Hukuku Şahane adıyla hakim yetiştirmek üzere bir hukuk
fakültesi açıldı.
Ø
1879
yılında çıkarılan bir kanunla savcılık
ve noterlik gibi kurumlar kuruldu.
Ø
Hicaz
ve Bağdat demiryolu ( Almanların yardımıyla) kuruldu.
Ø
Yetimleri
eğitmek için Darüşşafaka, sakat, yoksul ve kimsesizler için de Darülâceze
açıldı.
4- II. Meşrutiyetin İlanı (1908) Sebepleri:
1-1889’da kurulmuş olan İttihat ve
Terakki örgütünün çalışmaları.
2-Balkanlarda ayaklanmalar çıkması.
3-İngiltere ve Rusya’nın
balkanlardaki karışıklıkları, görüşmek için Reval’de bir araya gelmesi.
4-İstibdat dönemine son vermek
düşüncesi.
Z
Abdülhamit
Meşrutiyeti ilan ettikten sonra, İttihat ve Terakkiciler; Abdülhamit’i tahttan
indirmek için planlar hazırlamaya başladılar. İttihat ve Terakki Particilerinin
içinde İngiliz ve Alman yanlılarının iç mücadelesi İstanbul’da entrikalara ve
cinayetlere sebep oldu.
Z
Derviş Vahdeti
adlı gazetecinin kışkırtmaları
sonucu İstanbul’da 13 Nisan 1909’da meşruti yönetime karşı ayaklanma (31 Mart
Olayı) çıktı. Selanik’ten gelen hareket ordusu isyanı bastırmayı başardı.
İttihat ve Terakki Partisi yönetimi kontrol altına aldı. Ayaklanmada rolü
olduğu gerekçesi ile II. Abdülhamit tahttan indirildi. Ve yerine V. Mehmet
Reşat getirildi.
Z
31
Mart ayaklanması, rejime karşı olan ilk ayaklanmadır. Sonuçta meşruti yönetim
daha da güçlendi.
5- 1909’da Kanun-i Esaside Yapılan Bazı Değişiklikler:
1-Haklar halk lehine değiştirildi.
2-Halkın yönetime katılımı
güçlendirildi.
3-Hükümdarın tarafsızlığı artırıldı.
4-Parlamenter sisteme geçişte bir
adım daha atıldı.
5-Anayasa vekillerce hazırlanıp
padişahın onayına sunuldu.
6-Vekiller ile padişah arasında bir
sözleşme gibidir.
7-Padişahların düzeni koruyacağına
dair yemin etmesi geleneği getirildi.
8-Meclis padişahın izni olmadan
kanun teklifi getirebilir.
9-Padişahın, meclisi kapama yetkisi
ve kanunları veto etme hakkı zor şartlara bağlandı.
10-Parlamentonun hükümeti denetlemesi
ve hükümetin meclisten güvenoyu alması kabul edildi.
11-Bakanlar meclise karşı sorumlu
oldu.
12-113. Madde (Padişahın sürgüne
gönderme yetkisi) kaldırıldı.
13-Toplanma ve cemiyet kurma hakkı
kabul edildi.
OSMANLIYI KURTARMAYA YÖNELİK DÜŞÜNCE
AKIMLARI
Osmanlıcık:
Z
Fransız
ihtilalinin yaydığı milliyetçilik düşüncesi Osmanlı sınırları içinde yaşayan
azınlıkları harekete geçirmişti. Tanzimat döneminin sonlarına doğru örgütlenen
Genç Osmanlılar, Fransız ihtilalinin Osmanlı üzerindeki yıkıcı etkisini kırmak
için Osmanlıcılık düşüncesini ortaya attılar. Bu düşüncenin temel felsefesi;
“Osmanlı ülkesinde etnik benlik değil, Osmanlı olma düşüncesi vardır”
düşüncesine dayanır. Bütün halkın bu düşünceyi kabul edebilmesi için ise
Müslim-Gayri Müslim eşitliği olması gerekiyordu ki bunun içinde yeni
düzenlemeler yapıldı (Islahat Fermanı ve Anayasalı meşruti yönetim kurmak
gibi). Meşruti yönetime geçilip gayrimüslimlerin meclise alınması ile
Osmanlıcılık düşüncesi kesin olarak yürürlüğe girdi; Fakat bu uygulama da beklenen
sonucu vermedi.
Z
II.Abdülhamit’in,
meclisi kapatması Osmanlıcılık düşüncesi için olumsuz bir gelişme idi. Berlin
Antlaşmasından sonra Balkanlarda meydana gelen kopmalar ve Balkan savaşları
Osmanlıcılık düşüncesinin iflas ettiğini gösterdi. Milliyetçilik güçlendikçe
Osmanlıcılık düşüncesi tarihin derinliklerine gömüldü.
Ümmetçilik (İslamcılık):
F
Müslümanlar
arasında birlik ve dayanışmayı esas alır. II. Abdülhamit döneminde ortaya çıkan
bu düşünce Osmanlıcılık düşüncesine alternatif olarak kullanıldı. Fransız
İhtilalinin İslam dünyası üzerindeki olumsuz etkisi kırılmaya çalışıldı. Bu
düşünce sadece sınırlar içindeki değil; sınırlar dışındaki Müslümanları da
kapsamına almıştır. II. Abdülhamit halifelik makamını da kullanarak İslam
alemini emperyalist güçlere karşı zinde tutmayı amaçlamıştır. İngilizler bu
düşünceyi geçersiz kılmak için Arap topraklarında milliyetçilik düşüncesini yaymıştır.
Kuzey Afrika’daki emperyalist işgaller İslamcılık için olumsuz olmuştur. I.
Dünya savaşında Hicaz ve Yemen cephelerindeki gelişmeler İslamcılık düşüncesinin
iflas ettiğini göstermiştir.
F
Almanya,
İngiltere’ye olan düşmanlığından dolayı, İslamcılığı desteklemiştir
(Pan-Germenizim ile Panislamizmi, Almanya İngiltere’ye karşı kullanmak istemiştir).
F
İslamcılık,
hilafetin kaldırılması ile temel dayanağından da yoksun kalmıştır.
Turancılık:
Kültür
hareketi olarak başlayan Türkçülüğün siyasi yönüdür. Bu fikri Ziya Gökalp’in
“Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan; Vatan büyük ve müebbet bir
ülkedir: Turan” sözü en iyi şekilde açıklamaktadır.
Bu
fikir bütün Türklerin bir bayrak altında toplanmasını hedef almaktadır.
§
Dünya
savaşındaki gelişmeler “Turancılık” düşüncesine olumsuz etki yapınca;
Turancılar sadece Türkiye Türklüğünü ölçü almıştır. Enver Paşa Turancılık fikri
doğrultusunda I. Dünya savaşından sonra Türkistan’a gitmiş ve orada Ruslara
karşı savaşırken, 1922’de şehit olmuştur.
Misak-ı
Milli ve TBMM’nin milli egemenlik anlayışı Turancılık anlayışının fikri yönünü
zayıflattı. Kurtuluş savaşı ise Turancılık anlayışının sonu olmuştur. Osmanlı’yı
I. Dünya savaşına sokan düşünce Turancılık düşüncesidir.
Türkçülük:
Ø
XIX.
Yüzyılın ortalarında kültür faaliyeti olarak başlamıştır. Osmanlıcılık ve
İslamcılığın revaçta olduğu dönemde, Türkçülük, Türk tarihine yönelik devam
etti. Türkçülüğün hız kazanmasında Rusya’dan kaçan Türkler etkili oldu.
Türkçülüğe ilmilik kazandıran Ziya Gökalp, bir milleti dil, din, soy ve ülkü
birliği oluşturur diyordu. Ziya Gökalp’e göre, din ile devlet ayrılmalı, batı
medeniyeti benimsenmeli; İslam ümmetinden olunmalıdır. Yani kültürde Türk
olmayı; medeniyette batılı olmayı savunmuştur.
Ø
Bu
düşüncenin ortaya çıkıp yaygınlaşmasında Rusya’nın işgalleri ve baskıcı tutumu
da etkili olmuştur.
Ø
Yusuf
Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesi Türkçülüğe siyasi mahiyet
kazandırdı.
Ø
İttihat
ve Terakki Partisi Türkçülüğü, II. Meşrutiyet döneminde devlet politikası
haline getirmiştir.
Ø
Mustafa
Kemal modern Türkiye’nin kuruluşunda Türkçülüğü; çağdaşlaşmasında ise
batıcılığı esas almıştır.
NOT: Genç Kalemler Dergisi Türkçülük
doğrultusunda yazılar yazmıştır.
Batıcılık:
Ò
Batıya
yöneliş ilk önce askeri sahada başlamıştır. II. Meşrutiyet döneminde ise
Batıcılık düşünce akımı olmuştur. Batıcılar 2’ye ayrılmaktadır: Bir grubu,
batıyı bütün yönleri ile almak isterken; diğer grubu batının sadece ilim ve
teknik yönünü almak istemiştir.
Federalcilik (Adem-I
Merkeziyetçilik):
ð
Prens
Sabahattin tarafından savunulan ve II. Meşrutiyet döneminde taraftarları artan
bir düşüncedir. Bu düşünceye göre Osmanlı devleti bölgelere ayrılmalı, her bölgeye
saptanacak ölçüler içerisinde özerklik verilmelidir. Üretici ve girişimci
kişiliğe önem vermişlerdir. “Devlet kişi ve toplum için çalışmalıdır” fikrini
savunmuşlardır.